Devletin çocuk katletme sicili oldukça kabarık. 1988-2013 arasında 569 çocuk yaşamını yitirdi. Zira Türk sermaye devletinin fıtratında öldürmek var.

İbrahim Aras 15 Haziran günü 16.30 sırlarında Hürriyet Mahallesi’nde katledildi. Görgü tanıklarının anlatımlarına göre, sokağın başında bulunan 3 çevik kuvvet polisi doğrudan sokağı, evleri ve aralarında İbrahim’in de olduğu insanları hedef aldı. Yani daha fazla insanın katledilmemesi tamamen tesadüf. 
İbrahim’in katline şahit olan görgü tanıkları aradaki mesafenin fazla olmadığına dikkat çekiyor. Karşısındakinin çocuk yaşta olduğunu görebilecek bir yakınlıktan, katil polis doğrudan hedef alarak ateş açmış.
İbrahim’in öldüğü anlaşınca sağlık ekipleri ya da savcı çağrılmadan polis İbrahim’i almak istiyor. Ancak mahalleli vermiyor. Emekçiler deneyimlerinden biliyor polisin faili meçhul geçmişini. 3 saat yerde kalıyor İbrahim. İlgililere ancak ulaşılabiliyor.
Yaşamları üzerinde namlular sürekli çevrili olan Kürt halkı böylesi katliamlara yabancı değil. Bundan dolayı mahalle sakinleri İbrahim’in başına gelen bombanın gaz bombası olamayacağını, gaz bombasının bu kadar tahribat bırakmadığını biliyor.  Genel kanı ses bombasının özellikle yakından ateşlenmesinden kaynaklı bu etkiyi gösterdiği yönünde.
İbrahim’in beynini tamamen parçalayan bu bomba sonucu kan ve et parçaları mahalle içinde evlerin duvarlarında iz bırakmış halde.  Aynı zamanda evlerin duvarlarındaki o gün kullanılan gaz bombalarının ve plastik mermilerin izleri de polisin nasıl bir vahşilikle saldırdığının kanıtları arasında.
Anlatımlar sırasında atılan ses bombalarının şiddeti nedeniyle evlerin sallandığı da belirtilmekte. Adeta savaş alanı içinde kalan Hürriyet Mahallesi’nde, sonraki günlerde “güvenlik” nedeniyle metro durağı iptal ediliyor. MHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı’na sahip Adana’da, cenazesi olan herkesin faydalandığı araç imkânı İbrahim için verilmiyor.
Aradan 3 gün geçmesine rağmen soruşturma açacak savcı atamayan devletin yargı geleneğini bilen ailenin avukatı bu konun takipçisi olacağını ifade ediyor. Bu girişimlerin sonucu 3 günün sonrasında 3 savcı atanabildi. İbrahim’in ölüm nedeni ise ön otopside netlik kazanmadı!
Bilindiği gibi devletin çocuk katletme sicili oldukça kabarık. 1988-2013 arasında 569 çocuk yaşamını yitirdi. Zira Türk sermaye devletinin fıtratında öldürmek var.
Adana da bu katliamların sık yaşandığı bir kent. Adana'da 29 Temmuz 2012’de polisin attığı gaz bombasıyla kafasından ağır yaralanan 11 yaşındaki Mazlum Akay bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra 4 Ağustos 2012’de yaşamını yitirmişti. Mazlum da Berkin Elvan gibi gittiği bakkaldan eve dönerken katledilmişti.
Son olarak 31 Mayıs eylemlerinde yine polis şiddetinin “ileri” örnekleri yaşanmış, polis hızını alamayıp bebek arabasının olduğu yere gaz bombası atmıştı.
Sermaye devleti bir yandan Kürt sorununa dair “çözüm süreci” içinde olduğunu ifade ederken diğer yandan kirli savaşı yöntemlerine devam ediyor. İbrahim’in katillerinden hesap sorulmasının ise işçi ve emekçi halkların kapitalist düzene karşı birlikte mücadelesi ile mümkün olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Katliamlara, sömürü ve talan düzenine karşı işçilerin birliği, halkların kardeşliği için mücadeleyi büyütmek gerekmektedir.
KIZILBAYRAK

0 comments:

Yorum Gönder

 
HOPA DEV-LIS/K © 2014. Yaşasın SOSYALİZM Yaşasın DEV LİS/K