Evrim KEPENEK / Diha
Artvin’in Arhavi ilçesindeki Kamilet Vadisi tehlike altında ama yaşam savunucuları ve özellikle kadınlar da inatçı. Çadırları kurmuşlar vadi kenarına ve şirkete sesleniyorlar: ‘Gel bizi ikna et bakalım!’


Arhavi’nin kadınları asla vazgeçmeyecek

Artvin’in Arhavi ilçesindeki doğa harikası Kamilet Vadisi’ne “sondaj” adı altında yapılmak istenen ve pek çok ağacın kesilerek doğada büyük tahribata yol açacak HES yoluna Danıştay’dan izin çıkmadı. Ancak yargı kararına rağmen şirketlerin işlerine devam etmesinden endişeli olan ve öncülüğünü kadınların yaptığı yaşam alanı savunucuları, Konaklı Köyü dere kenarında kurdukları direniş çadırı ile HES’çi şirketlere karşı mücadelesini sürdürüyor. Yaşam alanı savunucuları, “Biz, şirketler derelerimizden gidene kadar yargıya da inanmıyoruz. Tüm şirketler gidene kadar mücadele sürecek” dedi.

Artvin Arhavi’deki HES’lere karşı mücadele, dünyaca ünlü Kamilet Vadisi’ne yapılması planlanan HES’e karşı verilen mücadele ile kendisini duyurdu. Doğa harikası Kamilet Vadisi’ne sondaj adı altında yapılmak istenen, pek çok ağacın kesilerek doğada büyük tahribata yol açacağı öne sürülen HES yoluna Danıştay izin vermedi. Ama, Arhavi’deki direnişin öncüsü kadınlar, yargının kararının tüm derelerde geçerli olmasını ve şirketin tüm derelerden çıkmasını talep ediyor.

İnşaaat sürüyor

Kamilet Vadisi’ne giden güzergah üzerinde bulunan Konaklı Köyü’nden geçen derelerde MNG Şirketi’nin yapımı planladığı HES’lerle ilgili inşaat çalışmaları devam ediyor. Vadi üzerinde 4 tane de taş ocağının oldukça yoğun bir şekilde faaliyet göstermesinden dolayı bölgede ekolojik tahribat oldukça yüksek. Arhavili yaşam savunucuları da mücadeleyi yükseltmek ve direnişi sürekli hale getirmek için Konaklı Köyü’ndeki HES çalışması yapılan dere kenarında direniş çadırı kurdu. Direniş çadırında, hem dere kenarında nöbet tutulacak hem de düzenlenecek olan toplantılar, film gösterimleri ve panellerle direniş sürekli hale getirilecek.

Mücadelede o bölgedeki belli bir nokta direnişin merkezi oluyor. Arhavi’deki Aslandere Köyü’ndeki direnişin merkezi de Zeki ve Gülmelek Karabulut çiftinin evi. Taş ocaklarına, HES’çi şirketin faaliyetlerine karşı ilk toplantılar bu evde düzenlendi. Gülmelek Karabulut aslen İstanbullu ancak köye taşındıktan sonra kısa zamanda köy yaşamına uyum sağlamış ve HES mücadelesinin öncüsü kadınlarından biri olmuş. “Burası mutlaka korunmalı, sadece insanlar için değil, burada yaşayan böcekler, kuşlar için de korunmalı” diyen Karabulut, “HES’çi şirketin araçları gece de çalışıyor. Halk duymadan hızlı bir şekilde iş yapmak istiyorlar. Yargı kararları gelene kadar onlar çoktan işlerini bitirmiş olacak. Bu nedenle bizler de mücadeleyi sürekli hale getirmek için bu çadırı kuruyoruz” dedi.

Mücadele sürecek

Çadırın kurulacağı alanda Kamilet Vadisi’ndeki yargı kararına güvenmediğini belirten yaşam savunusu Leyla Öncel ise tepkisini, “Yargıtay ne karar verirse versin, şirketler planlarını değiştiriyor. Bu kez de o planlarla hukuku yanıltmaya çalıyorlar. Biz sadece Kamilet’ten değil, Arhavi’deki tüm derelerden şirketler gidene kadar mücadeleye devam edeceğiz” sözleriyle gösterdi.

‘Yargı kararlarına inanmıyoruz’

Arhavi’de direnişin öncü kadınlarından biri de Ayten Aydın. Aydın, çocukluğu da Arhavi derelerinde geçmiş ve o dereyi hayatı olarak tanımlayan yaşam savunucularından biri. “Ne olursa olsun deremizi vermeyeceğiz. Dere bizim için hayattır” diyen Aydın, “Biz kararlı bir duruş sergilersek bir çivi dahi çakamazlar. Taş ocakları ile ekolojimizi mahvettiler, derelerde de aynı şeyin olmasına izin vermeyeceğiz. Yargı kararlarına da inanmıyoruz. Şirketler bir şekilde yargı atlatabiliyor. Şirket derelerden gidene kadar biz de derelerimiz yanında nöbet tutmaya devam edeceğiz” dedi.

Yarın: Rize’nin Fındıklı ilçesi direnişe nasıl örnek oldu. HES’çi şirketlerin gözlerine kestirdikleri ancak yaşam savunucuları sayesinde yanına dahi yaklaşamadıkları Fındıklı’da direniş nasıl şekillendi?


Çadırımıza gelsin bakalım!

HES’çi şirketin faaliyet yaptığı alanın hemen yanında oturan ve en başından beri mücadelenin içinde olan Naime Gocaoğlu da, kararlı duruşu ile dikkat çekiyor. “Mücadeleyi hep böldüler; şirket yanımızda, bizle birlikte mücadele edenleri iş vaadi ile satın aldı” diyen Gocaoğlu, “Bizim Arhavi’den başka gidecek bir yerimiz yok. Arhavi’yi çok iyi bilen bir şirket bunu yapıyor. Bunu kabul edemiyoruz. Belki de Arhavili olduğu için buraya girebilme cesaretini gösterdi. MNG Şirketi sahibi Mehmet Nafız Günal bey ile görüşmek istiyoruz. O’nun etrafındaki kişiler, ‘halk ikna oldu’ diye kandırmış. Bizim, bir şeye ikna olduğumuz yok. Çadırımıza gelsin, bakalım bizi nasıl ikna edecek? Biz, derelerimizden defolup gidene kadar mücadeleye devam edeceğiz” diye vurguladı.
ÖZGÜR GÜNDEM

0 comments:

Yorum Gönder

 
HOPA DEV-LIS/K © 2014. Yaşasın SOSYALİZM Yaşasın DEV LİS/K