Maden işçilerinin vaatlerin yerine getirilmemesi ve işbaşı dayatması karşısında yaptığı eylemler, artık birşeylerin eskisi gibi olmayacağını gösteriyor.
Soma’da madenci katliamının ardından geçen süre sonunda hala verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmedi. Katliamın baş sorumlularından olan AKP, Tayyip Erdoğan ve kimi vekillerin ağzından, bir takım vaatlerde bulunmuştu. Bunlar arasında madende işçilerin çalışma sürelerinin kısaltılması, güvenliği sağlanana kadar iş başı yapmama ve bu sürede maaşlarının eksiksiz yatırılacağı sözleri vardı. Bu sözlerin hepsi havada kaldı. Bu vaatlerin kendisine dönük tepkileri geçiştirmek için olduğu ortaya çıktı.

Yalan bir!

Vaatlerin arasında madencilerin çalışma saatleri ile ilgili düzenleme, geçtiğimiz gün, AKP tarafından verilen  “taşeron tasarısının” Plan ve Bütçe Alt Komisyonu’ndaki görüşmeleri sırasında “alelacele” çok sayıda değişiklik önergesi ile boşa düşürüldü. Tasarıda, “Yeraltı işlerinde çalışan işçiler için çalışma süresi haftada en çok 36 saat olup günlük çalışma süresi 6 saatten fazla olamaz” hükmü yer alıyordu. AKP verdiği önerge ile haftalık 36, günlük 6 saat olan çalışma süresini, “yeraltında çalışılan süre” ile sınırlandırdı. Yani madencilerin ocak dışındaki çalışma sürelerinde bu sınır uygulanmayacak. Madenciler ocak dışında çalıştırılabilecek. Kısacası torba yasa kapsamında madencilere dair göstermelik düzenlemeler yapılmakta, medyada yansıtılanın tersine taşeronluk köleliği güçlendirilmektedir.

Yalan iki!

Bir diğer söz de Erdoğan’ın ifadesine göre güvenlik önlemleri alınıncaya kadar hiç kimse madene inmeye zorlanmayacaktı. Hatta 1 Haziran’a kadar herkes izinli sayılacaktı. Bunun 2- 3 ayı bulabileceği söylendi. Bağımsız otoriteler madene girişte sorun olmayacağını, güvenli olduğunu söyledikten sonra madene girilmeli denmişti. Ancak daha 26 Mayıs’ta ‘dayıbaşılar’ madencileri işe çağırmaya başlamıştı bile. ‘Dayıbaşılar’ cep telefonu mesajlarıyla işçileri “Gelen gelir gelmeyen kendi bilir, gelmeyenin ücretini ödemeyeceğiz” diyerek tehdit etmişti. Sonrasında ise şirket durmadan madencileri mesaj, baskı ve ihtarname ile çalışmaya zorlamaya devam etmiştir.

Yalan üç!

Maaşların kesintisiz yatırılacağı sözü yerine getirilmedi. Maaşları ile ilgili bilgi isteyen işçilerin aileleriyle birlikte gerçekleştirdikleri eyleme ise polis saldırıyla karşılık verdi. AKP’nin her zaman için yerine eksiksiz getirdiği tek “hizmeti” bu oldu! Maden işçileri maaşları yatana kadar yetkililerin çeşitli oyalama söylemlerine ve verilen tarihlere inanmayacaklarını ifade ediyor.
Kendileri tesadüfen sağ kurtulan maden işçilerinin yaşadıkları ile çalışma arkadaşlarını kaybetmesinin acısının yarattığı travmanın boyutu ortadadır. Bunun yanında işçilerin maaşları yatırılmayarak maddi anlamda zor durumda bırakılmaktadırlar. Tüm bunlarla birlikte işçiler madene inmeye zorlanmaktadır. Tüm bu yaşananlar sonrasında maden işçilerinin verilen sözlere, vaatlere inanmayıp kendi güçlerine dayanıp eylem yaparak isteklerini elde etmek istemesi ise anlamlı bir adımdır.
Maden işçilerinin işsizlik baskısı sonucu iş vaatleriyle, ölüm kokan madenlerde çalışmalarına, yeri geldiğinde işten çıkarılma korkusuyla AKP mitinglerine taşınmalarına, yine aynı baskıyla işteki insanlık dışı uygulamalara boyun eğmelerine alışkın sermaye ve hükümet işçilerin hemen işbaşı yapacağını ya da verilen sözlerin peşinde olmayacağını sanmıştı. İşçilerin eyleme geçerek haklarını istemeleri konusunda polis şiddetine başvurması da bundandır. Yaşanan işçi katliamı ve ardından ortaya çıkanlar işçilerde artık bazı şeylerin eskisi gibi olmayacağını da göstermektedir.
KIZILBAYRAK

0 comments:

Yorum Gönder

 
HOPA DEV-LIS/K © 2014. Yaşasın SOSYALİZM Yaşasın DEV LİS/K